Proje Dönemi | Proje Süresi | Tamamlanma Durumu |
2016 Temmuz | 24 Ay | Proje Tamamlandı |
NH sigortalar ısınma prensibine göre açma yaptığı için gövdesinin mutlaka dayanıklı malzemeden üretilmesi, dinamik kuvvetlere ve ısınmalara karşı dayanımının yüksek olması gerekmektedir. Mevcutta kullanılan steatit malzemeli NH Buşonların darbe dayanımlarının düşük olması, yoğunluklarının BMC malzemeye göre 1,57 kat daha ağır olması, hammaddesinin yurtdışından temin edilmesi, kırılgan yapıda olması ve sigortanın atması durumunda mevcut ürünün yeniden kullanılamaması nedenleri ile darbe dayanımı daha yüksek, hafif, korozyona uğramayan, geri dönüştürülebilen, yalıtkan, yüksek ısı ve ateşe dayanıklı BMC malzemeden yeni bir ürün geliştirilmesi ihtiyacı doğmuştur.
Proje ile alçak gerilim dağıtım şebekelerinde, elektrik dağıtım panolarında oldukça yaygın olarak kullanılan, steatite ve cam gövdeli buşon sigortalara alternatif olarak, Polimer termoset gövdeden, dinamik kuvvetlere ve ısınmalara karşı dayanımı yüksek malzemeden imal edilmiş, V-0 yanmazlık sınıfına uygun olarak, enjeksiyon yöntemi ile yeni nesil sigortaların üretilmesi sağlanmıştır.
Monofaze sayaçlar faz ve nötr bağlantısı olmadan çalışmamaktadır. Bu durum kaçak tüketmek isteyen tüketiciler tarafından kullanılmaktadır. Sayaç şebekeden gelen nötrün kesilmesi yöntemi ile gerilimsiz bırakılmaktadır. Bu durumda sayaç çalışmamaktadır.
Tüketici sayacın nötr bağlantısının çıkış klemensinden gelen kabloya bina içinden nötr veya toprak bağlantısı yapmakta, bu bağlantıya otomatik sigorta bağlayarak istediği zaman sayaca nötr verebilmektedir. Bu sayede kaçak tüketim kontrolü sırasında sayacı çalışır duruma getirmekte ve kontrol yapan EDAŞ personeli sayacın normal olduğunu değerlendirmektedir.
Projede sayacın nötr bağlantısı olmasa dahi, üzerinden geçen akımdan sayacı besleyecek gerilim elde ederek sayaç çalışır duruma getirilecektir.
Sayaç çalışır duruma geldikten sonra;
1-Akım ölçümü yapılacak
2- Gerilim ve cos fi için sayaç içine kaydedilecek ortalama, son gerilim değeri, komşu sayaç gerilim değerinden proje sonunda belirlenecek bilgiyi kullanarak güç ölçümü yapacak
3- Güç ölçümü yapmaya başladıktan sonra kaçak tüketim değeri olarak farklı bir hafızaya kaydedilecek
4- Sayacın nötr bağlantısının olmaması durumunda üzerinden akım geçer ise alarm kaydı alınacak ve nötrsüz kaçak uygulamasın zamanı ve süresi tespit edilecek
5- Proje kapsamında tasarlanacak olan sayaçlar bir trafo bölgesinde kullanılacak, trafonun kaçak tüketimi saatlik olarak tespit edilecektir. Kaçak tüketim ile Nötrsüz kalma durumunda yapılan ölçüm ile trafo kaçak tüketimi karşılaştırılarak, Nötürsüz sayaçların ölçüm sonuçları karşılaştırılacaktır.
Dağıtım sektörünün en büyük problemlerinden birisi, trafo yeri temin edilmesidir. Özellikle arazinin çok kıymetli olduğu şehir merkezlerinde, bu konu her zaman problem olmaktadır ve sınırlı sayıda trafo yeri temin edilebilmektedir. Bu sebeple de elde edilen trafo yerlerine, büyük güçlü trafo merkezleri tesis edilip, geniş bir alana uzun mesafelerde alçak gerilim şebekesi üzerinden besleme yapılmak zorunda kalınmaktadır. Proje kapsamında zeminde daha az yer kaplayan çift katlı trafo tasarımı gerçekleştirilmiştir. Standart 1.600 kVA trafo kapakları açık halde çekme mesafesiyle 62 m2 yer kaplarken çift katlı trafo tasarımı 32 m2 yer kaplamaktadır. Bu sayede daha az yer ihtiyacı ya da aynı yüzey alanında güç artışının yapılabilmesi kolaylaşmaktadır. Pilot uygulaması AYEDAŞ bünyesinde Göztepe de yapılacak olan ürünün ilerleyen dönemlerde daha verimli çalışması için incelemeler ve saha testleri devam edecektir. Prototip ürün imal edilmiştir. İCMET testlerinden başarı ile geçmiş olup TEDAŞ Tip onayı için çalışmalar devam etmektedir.
Elektrik dağıtım şebekesinde oluşan geçici arızalar operasyonel anlamda maliyet ve zaman konusunda verimsizliğe neden olmaktadır. Aynı zamanda müdahale süresince müşteriler enerjisiz kalmaktadır. Geçici arızalar noktasında yaşanan bu problemi çözmek için recloserlar (otomatik tekrar kapamalı kesici) kullanılmaktadır. Recloser teknolojisi insan müdahalesi olmadan, nominal ya da kısa devre akımı altında açma-kapama yapabilen ve bu işlemleri tekrar tekrar gerçekleştirebilen bir devre kesicidir. İthal ürünler yüksek maliyetleri nedeniyle yaygınlaştırılamamıştır. Projede recloserı yerli olarak üretilebilmek ve yerliliğe bağlı olarak daha düşük bütçeler ile imal edip yaygınlaştırabilmek amaçlanmıştır.
Proje kapsamında yerli recloser tasarımı ve üretimi gerçekleştirilmiştir. Tip testleri ve fabrika kabul testlerini geçen ürünlerin Başkent (Ankara), AYEDAŞ (Şile) ve Toroslar (Adana) bölgelerimizde montajları tamamlanmıştır. Montajların tamamlanmasıyla eğitim ve SCADA haberleşmesi aşamasına geçilmiştir.
Yerli Recloser Geliştirme Projesi yerlilik oranı ile bir ilk olma özelliği taşımaktadır. Geliştirilen ürüne ait TÜR ve Yerli Ürün Sertifika Başvuruları da tamamlanmıştır.
Proje kapsamında elektrik dağıtımda kayıp/kaçakların belirlenmesi ve bu kullanımların noktasal tespiti için havai hatlara ve baralara takılabilen enerji izleme sistemi geliştirilmiştir. Yüksek gerilim havai hatları ya da baraları üzerine kolaylıkla takılabilen, yazılım ve haberleşmesi entegre edilmiş bir sistemdir. Tek bir sensör; akım sensörü, OG izleme kartı, RF haberleşme kartı, şarj devresi ve güneş panelinden oluşmaktadır. Üzerindeki 0,45 kW gücündeki 2 adet güneş paneli ile pillerin sürekliliği sağlanmaktadır. Proje kapsamında 10 adet sistem üretilmiş olup Başkent ve Toroslar EDAŞ bölgelerinde yüksek elektrik tüketimine sahip tarımsal sulama ve endüstriyel alanlarından seçilen tüketiciye gelen havai hat üzerinde pilot uygulamalar yapılmıştır. Müşteri sayaç noktasında kaydedilen enerji bilgisiyle hattan/baradan geçen enerjinin karşılaştırması yapılmış, uzaktan izlenebilir hale gelmiştir. Bu sistemlerin OSOS ile haberleşmesi RF üzerinden sağlanmaktadır. Geliştirilen sensör sayesinde yüksek gerilim enerji dağıtımında kayıp ve kaçakların tespiti ve minimize edilmesi ile katma değer sağlanacaktır.
Projenin amacı; Akdeniz’de kıyısı olan işletmelerde yazlıkların yoğun olduğu bölgelerde, yaz sezonunda puant yüklere göre kapasiteleri seçilen dağıtım trafolarının, sezon harici dönemlerdeki boşta teknik kayıplarının minimize edilmesine yönelik AG ekspres fider uygulamasının araştırılması, teknik-ekonomik fizibilite analizlerinin gerçekleştirilmesi ve pilot uygulama yapılmasıdır. Proje kapsamında AG ekspres fider uygulamalarına yönelik uluslararası deneyimler araştırılmış, AG ekspres fider üzerinden trafoların yüklerinin birbirine aktarılmasına yönelik mekanizma, otomasyon sistemleri ve altyapı ihtiyacı incelenmiş, trafoların boşta çektikleri ortalama yükün azalmasının OG şebekedeki kayıplara ve gerilim düşümüne etkileri tespit edilmiştir. Uygulamanın yapılabilmesi için trafo ikizlerinin birbirine max 200 metre mesafede ve 400 kVA’dan büyük olması gerekmektedir. Buna uygun olarak AG ekspres fider kablo pilot uygulaması Adana, Mersin illerinde Yumurtalık, Karataş ve Silifke ilçelerindeki 5 farklı pilot bölgede uygulanmıştır. Nisan ve Aralık ayları arasında ölçümler yapılarak DIgSILENT PowerFactory şebeke yazılım programında değerlendirilmiştir. AG ekspres fider uygulaması ile, İki trafonun AG baraları arasında yer alan ekspres fider sezon dışı dönemlerde aktif hale getirilerek, trafolardan biri devre dışı bırakılıp, trafo kayıplarının minimize edilmesi sağlanabilmektedir.
PENÇE; 4 tekere ayrı olarak takılan, portatif bir araç palet sistemidir. Afet durumlarında ve yoğun kış şartlarında sektör ayırt etmeden kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Saha araçlarının tekerlerine takılarak, arazi aracına dönüştürür. Kış şartlarının yoğun geçtiği çalışma bölgelerimizde dağıtım faaliyetleri ile ilgili sahada yaşanan sıkıntılara müdahaleyi kolaylaştıracak, marka model fark etmeden tüm 4X4 araçlara monte edilebilecek, karda, yağmurda, çamurda ve suda gidebilecek kauçuk paletli, tekerden tahrikli bir üründür. Tamamen yerli olarak üretilmiş olup, ürünün faydalı model başvurusu gerçekleştirilmiştir. PENÇE yaklaşık 105 kg ağırlığında, 1 kişi tarafından kolayla kurulabilecek yapıda portatif bir üründür. PENÇE’nin sahada yaygın olarak kullanılmasıyla arızaya müdahale süreleri kısalacak, hizmet kalitesinde artış yaşanacaktır. Ürünün toprak, su, kum, bataklık ve karlı ortamda test ve denemeleri yapılmış olup, kullanıma hazır haldedir.
Elektrik dağıtım şebekesinin genişlemesi ve dağıtık üretim santrallerinin artması gibi sebeplerden dolayı arıza akım seviyeleri de her geçen gün artmaktadır. Artan arıza akımı seviyeleri koruma elemanlarına zarar verip ömürlerini kısaltmaktadır. 3 faz ya da faz-toprak arızalarını sınırlandırmak için dünyanın farklı yerlerinde farklı uygulamalar mevcuttur.
Proje kapsamında, arıza sınırlandırıcı yöntemler araştırılmış, çalışma mantıkları incelenmiştir. Aynı zamanda farklı ülkelerdeki arıza akım limitleme örnek projeleri de incelenmiştir. EPDK’nın da katılımıyla Almanya’da GFN uygulaması yerinde gözlemlenmiş ve sonrasında GFN uygulaması pilot olarak Adana Afetevleri İndirici Merkezi’nde gerçekleştirilmiş ve etkileri izlenmiştir. GFN bulunduğu şebekede oluşan toprak arıza akımlarını sıfıra indirerek enerji kesintisi yapma ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Havai hatlarda ya da yeraltı kablolarında bir toprak arızası oluştuğunda hangi fiderde arıza olduğunu tespit eder ve bunu SCADA operatörüne bildirir, eğer arıza geçici ise operasyon ekiplerinin arızaya müdahale etmesi gerekmez. Kalıcı arızalarda ise arıza ekipleri müdahale edene kadar müşteriler enerji kesintisi yaşamazlar.
Saha operasyonlarında, bakım ve onarım faaliyetlerinde birçok farklı kaçak kullanım yöntemleri ile karşılaşılmaktadır. Bunlardan en çok kayıp yaşatanı tüketicilerin ölçü hücrelerine hücre kapağının kilidini kırarak veya örnekleyerek girdikleri yöntemdir. Akıllı kilit projesi ile TM ve DM kapılarına aynı zamanda hücre kapılarına takılmak üzere ihlal ve zorlama tespiti yapıp anlık bildirimler ile ekipleri yönlendirebilen, merkezi yetkilendirme ile envantere erişimi kısıtlayan akıllı kilit ve kontrol yazılımının geliştirilmesi hedeflenmiştir.
Geliştirilen kilitler aynı zamanda saha operasyonlarında yetkilendirme ve takip özelliği de sağlamaktadır. Bu sayede, merkezi birimler bu operasyonlar için saha personelini yetkilendirir, giriş zamanı, işlem süresi gibi veriler toplanarak bu süreçlerin daha verimli hale getirilmesi sağlanmaktadır.
Ürünün teknik özellikleri aşağıda listelenmiştir.
*250kg çekme kapasitesi
*500.000 çevrim dayanımı
*IP65 dayanım
*Dış batarya, güç kaynağı ile veya şebeke bağlantısı ile çalışabilme
*2/3/4G modem bağlantısı
*Sunucu tarafı siber güvenlik koruması
*Fail secure (enerji kesilse bile her zaman kitli kalabilme)
*Yazılım üzerinden görev planlaması ve uzaktan erişim
Proje kapsamında, mikro şebekelerde kullanılmak üzere bir Mikro Şebeke Kontrol ve Haberleşme Cihazı (MKHC) laboratuvar prototipi ve bu prototiple uyumlu çalışabilen sunucuda yer alan bir Mikro Şebeke Yönetim ve Arayüz Yazılımı (MYAY) geliştirilmiştir. MKHC veri toplama işlevini ve kararların fiziksel olarak uygulanmasını sağlamaktadır. MYAY ise toplanan verilerin analizi, depolanması ve yönetim kararların alınarak MKHC’ye iletilmesi işlevlerini yerine getirmektedir. MKHC donanımı başarılı bir şekilde entegre edilip test edildikten sonra, MYAY altyapısı kullanılarak, ODTÜ Elektrik Makinaları Laboratuvarı’nda saha testleri gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte sistemin entegrasyonu, entegrasyon sırasında karşılaşılabilecek potansiyel riskler ve ürünün geliştirme aşamasındaki sorunlarına getirilen çözümler dokümante edilmiş ve gelecek projelerde kullanılabilmesi için paylaşılmıştır.
Projenin en büyük kazanımı, üretilen prototiplerin yanında ilgili teknolojiye ait bilgi birikiminin elde edilmesi ve kayıt altına alınmasıdır. Proje sonucunda Energies dergisine Centralized Microgrid System in Complience with IEEE 2030.7 Standard Based on an Advanced Field Unit başlığıyla bir adet makale gönderilmiştir.
Projede enerji nakil hatları altında, orman örtüsünün ve özellikle ağaçların meydana getirdiği teknik ve ekonomik kayıpları azaltılması ve olası yangın riskinin uygun ağaçlandırma stratejileri yoluyla önlenmesi amaçlanmıştır.
Proje kapsamında iklim ve coğrafi koşullara uygun, yangın riski düşük, ekonomik getirisi yüksek ve yapısı gereği elektrik hatlarına temas etmeyeceği için budama gerektirmeyen Defne bitkisi ile hat altı atıl alan ağaçlandırılmıştır. Bartın’da belirlenen pilot alanda 5500 adet defne fidanı dikimi gerçekleştirilmiştir. Bu sayede problem oluşmadan kaynağında engellenmiştir. Uygun tür ve uygun dikim mesafesi konularında Ar-Ge çalışması gerçekleştirilmiş ve akademik yayın haline getirilmiştir.
Proje çıktılarının yaygınlaşması ile birlikte enerji dağıtım hatlarında ağaçlardan kaynaklı sorunlar minimize edilecek, kayıplar azaltılacak, uzun süreli elektrik kesintisinin önüne geçilecek, kayıp maliyetleri düşürülecek, doğanın dengesine ve ekolojik koşulların sürdürülebilirliğine katkı sağlanmış olacaktır.
Kırsal bölgelerde ve saha çalışanlarının ulaşmasının zor olduğu alanlarda meydana gelen arızalarda, arızanın tespit süresi uzun olduğundan kesinti süreleri uzamakta ve buna bağlı olarak müşteri memnuniyeti azalmaktadır. Bununla beraber arıza tespitleri sırasında İSG problemleri ile karşılaşılabilmektedir. Bu sorunlara çözüm olması amacıyla Görüntü İşleme ile Arıza Tespiti ve Analizi Projesi gerçekleştirilmiştir.
Proje kapsamında sahada karşılaşılan arızaları otonom olarak tespit edebilmek amacıyla drone ile elde edilen saha görüntülerini görüntü işleme ve yapay zeka teknolojileri ile işleyecek bir algoritma geliştirilmiştir. Geliştirilen bu algoritma sayesinde proje hedeflerinde belirlenen başlıklar üzerine çalışmalar yapılmıştır. Algoritma eğitim süresinin tamamlanmasına istinaden yapay zeka ile görüntü üzerinden direk, izolatör, trafo tespiti yapabilen web tabanlı bir ara yüz geliştirilmiştir.
Proje kapsamında sahadan 7.603 görüntü elde edilmiş ve bu görüntüler işlenerek algoritma eğitimi tamamlanmıştır. Geliştirilen nesne tespit algoritmasının ortalama anımsama oranında yüzde 74,6, ortalama hassasiyet oranında ise yüzde 95,5’lik başarıya ulaşılmıştır.
Proje kapsamında mevcut sayaç uyarı sistemlerine tamamen yenilikçi ve efektif bir çözüm getirilecektir. Projenin temelinde 3 eksen gyro ve ivmeölçer sensörü yer almaktadır. Sayaçlara dahili olarak eklenecek 3 eksen gyro sensör (ivme-eksen ölçer) içeren bir cihaz/devre yardımı ile sayaçta meydana gelecek herhangi bir eksen değişimi kaydedilecek ve büyük ölçekli eksen değişimleri kesinlikle fiziki müdahale girişimi olarak algılanıp sayaç hafızasında kaydedilecektir. Bahse konu cihaz için çok düşük bir güç gereksinimi olduğu için bir pil (dahili sayaç pili olabilir) vasıtası ile beslemesi yapılacak ve enerjisiz (müdahale esnasında sayaçlar genellikle sökülüyor) ortamda veri kaydını sürdürerek sayaç hafızasına kaydedecektir. Sayacın tekrar yerine takılması ile birlikte gönderilecek ilk veri eksen durum verisi olacak ve ana merkezden raporlanacak bu eksen verileri fiziki müdahaleli sayaçların tamamını hatasız/eksiksiz bir şekilde verecektir. Ayrıca yetkili kişilerce yapılacak işlemlerde uyarı oluşmaması için sayaca yetkili kişi tanıma sistemi (IR alıcı verici- RFID sistemleri) de eklenecektir. Bu sistemle beraber sayaca yapılan işlemlerin takibi (log kayıtları) de sağlanıp raporlanabilecektir.
Projenin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi ile sıkça karşılaşılan sayacın ölçüm devrelerine yapılan fiziki müdahale yöntemi ile kaçak kullanımların önüne geçilecektir. Eksen kayması verileri mutlaka bir fiziki müdahale girişimi sonucu oluşacağı için her veri bir kaçak tespiti olacaktır. Böylelikle kayıp kaçak oranlarında oldukça faydalı bir iyileşme gerçekleşecektir.
Yer altı kablosu ya da havai hat OG fiderlerinde iç ve dış etki kaynaklı meydana gelen arızalarda anlık gerilim yükselmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Orta gerilim parafudru ve rezistansın seri bağlanmasıyla oluşturulan, proje kapsamında geliştirilmiş olan mekanizma şebeke ekipmanlarını (kesici, ayırıcı, bara, kablo ve havai hat) anlık gerilim yükselmelerinden korumaktadır. Proje kapsamında geliştirilen ürün ile şebekede yaşanan anlık gerilim yükselmelerinin meydana getirdiği arıza sıklıkları ile ekipman yalıtım delinmelerinin önüne geçilerek şebeke ekipmanlarının anlık gerilim yükselmelerinden koruyacak bir mekanizma geliştirilmiştir. Yaygınlaşma öncesinde saha uygulaması sonuçlarına dair kontrollerin tamamlanması gerekmektedir.
Ses analizine dayalı uzaktan arıza tespiti metodu ve kısmi deşarj ekipmanın geliştirilmesi sayesinde, sektörlerde yer alan firmaların arıza bulma kabiliyetlerinin artırılmasına yönelik katma değer sağlaması ve yurtdışı teknolojisinin yerlileştirilerek elektrik dağıtım sisteminde kullanılmaya başlaması hedeflenmiştir. Yerlileştirilmiş olan kısmi deşarj cihazı ile şebeke varlığımızda bulunan kritik konumdaki kesiciler, hücreler, trafolar, yer altı kablolar, havai hatlar gibi öngörülemeyen izolasyon hatalarının tespiti, akustik olarak ses ve ultrasonik datalar yardımıyla, ozon ve ozon oksit gibi gaz çıkışlarını inceleyerek geniş anlamda hata sonucu oluşabilecek etmenleri yorumlayarak tespit edebilmektedir. Yurtdışı teknolojisinin yerlileştirilmesi ve elektrik dağıtım sisteminde tam uyumlu şekilde kullanılmaya başlanması ülkemiz teknolojik seviyesine ve ülke ekonomimize katkı sağlaması beklenmektedir. Geliştirilen cihaz ile şebekedeki arızaların oluşmadan önce tespit edilerek giderilmesi ile teknik- ticari kalitenin artırılması ve tedarik sürekliliğinin iyileştirilmesi proje kazanımlarındandır. Yaygınlaştırma sonrasında edinilecek büyük verinin işlenmesi süreçleri geliştirmeye açıktır.
Projede kamusal alanlarda kullanıma uygun çok amaçlı elektrik prizi geliştirilmiştir. Aynı zamanda çok amaçlı priz ve elektrik şarj istasyonlarında dağıtım şirketince altyapısı sunulan kullanım ve ödeme yöntemlerinin mobilleştirildiği uygulama hazırlanmıştır. Bu mobil uygulama ile kullanıcılar çok amaçlı priz üzerinden fiziksel bir tesisata bağımlı olmadan enerji temin edebilmekte, elektrikli şarj istasyonları için istedikleri zaman diliminde rezervasyon yapabilmekte ve kullanabilmektedir.
Proje mevcut fiziksel tesisata bağlı olmadan kullanıcıların herhangi bir yerde ve istedikleri zaman diliminde istedikleri tedarikçiden elektrik enerjisi temin etmesine imkan sağlamaktadır. İlerleyen zamanda özellikle elektrik araç şarj istasyonları açısından her tedarikçinin kendi donanımını koyma gereksinimini ortadan kaldıracak; çok daha düşük bir yatırımla şarj istasyonları vb. dağınık hizmet noktalarının hızla yaygınlaşmasına ve kolay erişilebilirliğine imkân sağlayacaktır. Böylece baz istasyonları veya bankamatiklerde yaşanan “her tedarikçinin kendi altyapısını kurma” problematiğinin önüne geçebilecek ve ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlama potansiyeli oluşturulacaktır.
Altyapı yönetimi ve izlenmesinde kullanılan SCADA sistemleri, kullandıkları haberleşme protokolleri ve uzaktan erişime ihtiyaç duymalarından dolayı siber saldırılara karşı korumasız ve ciddi güvenlik risklerini taşımaktadır. Enerji sistemlerinin kesintisiz, güvenli ve kaliteli hizmet vermesi, enerji üretim ve dağıtım sistemlerinin SCADA güvenliğinin sağlanması için geliştirilen yeni nesil güvenlik ürünlerinde ve Ar-Ge çalışmalarında yapay zeka teknikleri kullanılmaya başlanmış olup, araştırmacılar gerçek SCADA ortamına saldırı düzenleyerek veri toplayamadıkları için halka açık veri setleri ile yapay zeka tabanlı güvenlik sistemleri geliştirmekte ve yapay zeka modelleri bu veriler ile eğitilmektedir. Saldırı stratejilerindeki değişiklikler nedeniyle bu veri setleri yeni saldırı yöntemlerini ve SCADA networkünde oluşan anomalileri tespit edememektedir.
Bu projede yapay zeka çalışmalarında kullanmak üzere veri seti oluşturulması için trafo merkezi emülatörü geliştirilmesi, SCADA laboratuvarı oluşturulması ve gerçek veri setinde eğitilen yapay zeka modelleriyle anomali tespiti sayesinde olası saldırgan yapıları önceden tespit etmek ve sistemin güçlendirilmesi amaçlanmıştır.
Dağıtım şirketlerinde tedarik sürekliliğini sağlamak amacıyla şebekeleri daha iyi yönetmeyi ve izlemeyi sağlayan ‘Kesinti Yönetimi Sistemleri (OMS) kullanılmaktadır.
Projenin temel amacı, makine öğrenmesi teknolojisinin kullanımı ile trafolar, havai hatlar gibi şebeke ekipmanlarının arızalanma olasılıklarının OMS tabanlı ekipmana ait arızaların nedenlerini, gerilim kademelerini, iklimsel bilgilerini, yaşı gibi verilerin işlenerek haftalık bazda her şebeke elemanı için gerçekleşebilecek arızaların yüzdesel olarak tahminlerini baz alarak önerilen bakım planlarının önceliklendirilmesini sistematikleştirmektir.
Proje kapsamında hava durumu, kesinti ve geçmiş döneme ait yük verileri kullanarak ETL süreçleri otomatikleştirilmiş ve makine öğrenimi modelleri eğitilmiştir. Bu modeller hava durumu tahminlerine göre çalışmakta olup 4 farklı tahmin kategorisinde 7 günlük tahminler üretmektedir. Bu 7 günlük tahmini 35 şehir, 1.300’den fazla trafo için 1 saatten az bir sürede oluşturmaktadır. Tahmin kategorileri; günlük bazda toplam kesinti sayısı, günlük bazda kesintiye uğrayacak trafolar, saatlik bazda kesinti gerçekleşecek saatler ve saatlik bazda kesinti nedenleri olarak sıralanabilir.
Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nde elektrik kuvvetli akım tesislerinin civarındaki tesislere olan yaklaşım mesafeleri çizelgeler ile belirlenmiş, iletken çekimini ve hat güvenliğini bozan bütün ağaçların budanması ya da kesilmesi gerektiği yönetmelik mevzuatında belirtilmiştir. Mevcut durumda ağaç budama işlemleri sepetli araçlar ile 2-3 kişi olmak üzere AOB personellerinin görevlendirilmesi ile gerçekleştirilmekte, budama işlemleri sırasında dal teması sebebi ile yaşanan iş kazaları ve yaralanmalar, 2-3 personelin sadece ağaç budama işlemi için görevlendirilmesi sebebi ile iş gücü ve zaman kaybı oluşmaktadır. Ağaç kesme işlemi için planlanan kesinti saatleri içerisinde personel mevcut arızalarla ilgilenememekte ve kesinti süreleri olumsuz etkilenmektedir.
Bu proje ile enerji hatlarında ağaç budama ve kesilme işlerinde kullanılmak üzere mevcut araçlara (sepetli) takılabilecek ataşmanlar tasarlanması, bu ataşmanlar ile personel enerji hattına yaklaşmadan ağaç budama işlemini hızlı ve güvenli bir şekilde tamamlaması, bu sayede daha hızlı çözümler üretilerek, hatlarda kopma, arıza ve enerji kesintilerinin ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.
Enerji dağıtım sektöründe meydana gelen iş kazalarının sebepleri için dikkatsiz manevralar dışında en önemli faktörün yetersiz ön kontrol ve önlem alınmamasıdır. Direk üstünde veya hücre içerisinde yapılacak çalışmalar öncesi enerji var/yok ve seyyar/kalıcı topraklamayı yapmamaları sebebiyle iş kazaları yaşanabilmektedir. Bu projenin amacı özellikle arızaya müdahale sırasında hattın/hücrenin enerjili olup olmadığı noktasında gerekli kontrollerin yapılmamasından kaynaklı iş kazalarını en aza indirmektir.
Bu projede personelin üzerinde taşıyacağı ve belirli bir elektrik alan şiddeti üzerinde personele görsel ve titreşim ile uyarıda bulunan bir akıllı bileklik tasarımı ve üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen akıllı bileklik 36kV ve üstü gerilim seviyelerinde, hattan/hücreden 1 metre uzakta ekran ve titreşimle yüksek gerilime karşın kullanıcıya uyarmaktadır. Cihaz içerisinde bulunan batarya ile 4 saate tam şarj olmakta ve uzun süre kullanılabilmektedir. Bu proje ile şirket genelinde iş güvenliği ekipmanlarının kullanımının yükseltilmesi, AOB ekiplerinin yaşadığı iş kazalarının azaltılması ve iş güvenliği teçhizatlarının kullanım bilincin yükseltilmesi sağlanmıştır.
Projenin temel amacı, Erigeneia ve Kimyasal Enerji Depolama Teknolojileri İncelenerek, Dağıtım Şebekelerimizde Pilot Proje Çalışmalarının Yapılması, Çalışmaların Karşılaştırılması Projesi (KEDEP) projelerinde enerji depolama sisteminin şebekeye entegre edilmesi ile arzın sürekliliği, voltaj, reaktif kompanzasyon, frekans düzenleme gibi çalışmalar ile çatı tipi GES’in etkinliğinin artırılması ve kesinti süresinin iyileştirilmesidir.
Kısa adı ile KEDEP projesinin amacı; enerji depolama sistemlerinin şebeke kararlılığını ve güvenilirliğini artırmak için kullanımı, farklı kullanım biçimleri ile şebekeye katkılarının araştırılması ve fayda maliyet analizi ile dağıtım şirketlerine yol göstermesi amaçlanmıştır. Kısa adı ile Erigeneia projesi, uluslararası bir proje olup proje kapsamında üretim (gün öncesi ve gün içi) ve tüketiminin yapay zeka ile tahminlenmesi ile yerli enerji yönetim sisteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Her iki projede de kullanım senaryoları belirlenmiş kullanım senaryolarına göre depolama sistemlerinin etkinlikleri araştırılmıştır. KEDEP projesinde belirlenen kullanım senaryoları; puant zaman yönetimi, sabit güç, puant limitleme, mikroşebeke yönetimi, reaktif güç kompanzasyonu ve gerilim desteğidir.
Her geçen gün artan enerji ihtiyacı ile enerjinin taşındığı iletim ve dağıtım hatlarında da verimlilik artırıcı çalışmalar yapılması oldukça önem arz etmektedir. Bu kapsamda Kompozit Özlü Alüminyum İletken (ACCC) projesi ile dünyada kullanılan fakat ülkemizde henüz kullanılmayan ve yeni nesil havai hat iletkenlerinden olan ACCC iletkenleri tanıtılarak, saha uygulamasının yapılarak çelik özlü alüminyum iletken ile karşılaştırması yapılmıştır.
Uygulanan proje ile aynı kesitteki iletkenler için yaklaşık 2 katına yakın akım taşıma kapasitesine sahip olduğu, böylece mevcut direkleri kullanarak kapasite artışına gidilebileceği veya istenilen gücü daha ince ve daha hafif iletkenler ile taşımanın mümkün olduğu görülmektedir. Böylece ilk yatırımda direk adedi veya kamulaştırma gibi maliyetlerden fayda sağlayacağı gözlemlenmiştir. Bilindiği üzere ACCC ile ACSR arasındaki temel fark, iletkeni taşıma görevi yapan malzemelerin farklı olmasıdır. Ayrıca yapılan uygulama sonrasında ilgili iletkenin TEİAŞ için iletim seviyesinde şartnamelerine HTLS (High Temperature Low Sag) iletken olarak girmesi sağlanmış ve iletim seviyesinde de ilk uygulamanın yapılmasına vesile olunmuştur.
Buz yükü, elektrik enerjisi iletimi ve dağıtımı konusunda sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde büyük bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sadece buz yükü sorunundan dolayı her yıl önemli ölçüde enerji ve maliyet kayıpları yaşanmaktadır. Bu amaçla yürütülen proje sonucunda ortaya çıkan ürün ile enerji nakil hatlarında oluşacak buzlanmanın engellenmesi hedeflenmiştir. Buna bağlı olarak buz yükü problemi sebebiyle yaşanılan direk devrilmeleri ve hat kopmalarını engellenmesi amaçlanmıştır. Proje kapsamında üretilen cihazın en büyük yeniliği ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini elektrik hattından karşılıyor olmasıdır. Ayrıyeten hiçbir enerji beslemesine ihtiyaç bulunmadan cihaz otonom olarak çalışabilmektedir. Cihaz üzerinde bulunan sıcaklık ve nem sensörleri ile havanın kar veya buzlanma yapabileceği değerlendirilerek belirli periyotla titreşim yapmaktadır. Böylelikle karlanma silkelenerek buzlanma engellenmektedir. Buna ilaveten yaz dönemlerinde de görev yapması amacıyla üzerinde ultrasonik kuç kovucu bulundurmaktadır. Bu sayede belirli periyotlarda ultrasonik ses çıkartarak kuşların kovulması amaçlanmıştır. Cihazın en büyük avantajı otonom olmasıdır.
Dünyada enerji dağıtım şirketlerinin en önemli hedeflerinin başında, enerjinin son tüketiciye kadar kaliteli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak gelir. Bu çerçevede gerilim profili ve teknik kayıp oranı kalite göstergesinde önemli rol oynamaktadır. Sistemdeki gerilim değişiminin ve teknik kayıpların fazla olduğu yerlerde bu olumsuz etkilerin giderilebilmesi için otomatik kademe değiştiricili gerilim regülatörleri kullanılabilmektedir.
Bu projede hedef, gerilim regülatörlerinin kullanımı ile regülasyon probleminin çözümü için gerilim regülatörlerinin en uygun yerlerinin belirlenmesi ve tesis edilecek gerilim regülatörleri ile bara gerilimlerinin düzenlenerek tüketicilere sağlanan hizmet kalitesinin artırılması olmuştur. Sonrasında gerilim regülatörlerinin kullanımı ile kayıp ve gerilim profilinin iyileştirilmesi amacıyla optimum konumları, kademe sayısı ve kademe değiştirme oranları belirlenmiştir. Son olarak, analiz sonuçlarına göre belirlenen konumlarda gerilim regülatörlerinin tesis edilmesi durumunda elde edilecek kazanç ile birlikte ilk yatırım ve işletme maliyetleri de değerlendirilmiştir. Aynı zamanda projede fayda – maliyet analizleri gerçekleştirilmiştir.
Yerli kaynaklarla tasarımı, üretimi ve geliştirilmesi hedeflenmiş, IoT haberleşme tabanlı, havai hat arıza gösterge cihazları ile en kısa sürede ve en düşük maliyetler ile arıza tespitlerinin gerçekleştirilmesidir.
Proje sonucunda elde edilen çıktılar ve geliştirilen donanım ile özellikle kırsal bölgelerde havai hatlardan kaynaklı arızaların mümkün olduğunca geniş bir alanı kapsayacak şeklide gerçek zamanlı izlenerek, arızaların en kısa sürede giderilerek – izole edilerek sistemin yeniden enerjilendirilmesi ve bu sayede tedarik sürekliliğinin sağlanarak; müşterilerin enerji kesintilerinden kaynaklı kayıplarının en aza indirilmesi sağlanabilmektedir.
Dağıtım şirketi açısından arıza bakım ve onarım ekiplerinin, havai hat arızalarının lokasyonlarını en kısa sürede bulabilmesi ve arızalara kısa sürede müdahale edebilmesi ve mevsimsel veya coğrafik koşullar nedeniyle arızaya müdahale edilemediği durumlarda da mevcut imkanlar dahilinde geliştirilecek yazılım ile arızanın izole edilmesi ve onarım çalışması yapılana kadar müşterilerin enerji kesintisinden etkilenmelerinin önüne geçilebilmesine olanak sağlanmaktadır.
Dağıtım Şebekelerinde meydana gelen gerilim dengesizliklerinin (gerilim yükselmesi ve düşmesi gibi çökme olayları) giderilmesi ve yük tipinin belirlenerek gerilim – yük kontrolü faaliyetleri ile fider güç kontrollerinin sağlanması ile yük üzerinden harcanan kayıpların minimize edilmesidir. Bu çalışmada seri reaktör uygulamaları ile dağıtım şebekeleri içerisinde gerilim kontrolü ve gerilim kontrolüne bağlı olarak yük kontrolü yapılabildiği gösterilmiştir. Yapılan pilot uygulama sayesinde reaktör üzerinde düşürülen gerilim, sabit empedans yüklerinin daha düşük miktarda akım çekmesini sağlamış ve böylece fiderden çekilen güç miktarı azalmıştır. Fidere bağlı yüklerin çok yüksek oranda kaçak yüklerden oluştuğu bilindiği için çekilen güç miktarının azalması, tüketicilere sağlanan enerjiyi kesintiye uğratmadan kayıp miktarını da düşürmüştür.
OG/AG dağıtım güç transformatörlerine ait alçak gerilim akım – gerilim bilgileri ile teçhizata ait sıcaklık – nem – yüklenme bilgileri ışığında teçhizat ömrü – yaşlanması, şebeke teknik değerleri ile kalite faktörlerinin anlık izlenmesi ve tahminlenebilmesidir.
Proje kapsamında geliştirilen akıllı dağıtım trafosu, elektrik şebekelerinin farklı noktalarından elektriksel parametrelerin ölçülebilmesi ve varlık yönetimi yaklaşımı çatısı altında çok sayıda kullanıcının şebekeye bağlantısı için kilit rol oynayan transformatörlerin mevcut durumlarının izlenebilmesi için son derece faydalı bir pilot çalışma olmuştur. Proje kapsamında yürütülen tasarım ve üretim çalışmalarında, gelecekte yaygınlaştırılabilecek akıllı trafo yapıları için örnek teşkil edebilecek bir transformatörün üretimi gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen bu transformatör ile şebekeye bağlı olunan noktada gerilim ve akım değerleri ölçülebilmekte ve böylece temel elektriksel parametrelerin yanı sıra gelişmiş güç kalitesi parametreleri de hesaplanarak hizmet kalitesi hakkında bilgi sahibi olunabilmekte ve tesis edilen sıcaklık/nem sensörleri ile transformatörün mevcut durumu ve ömür kaybına ait parametreler de hesaplanabilmektedir.
Dağıtım şirketlerinde kullanılan altyapı ve varlık yönetimi sistemlerine entegre olarak çalışabilen, planlı bakım programlarındaki varlıklar için otomatik iş emri oluşturulabilen, yönetmeliklere uygun olarak hakkedişe esas çıktıları üretecek süreçlere uygun çalışan, bakım verilerini analiz amaçlı saklayan ve belirlenen algoritmalar ile hava durumu, iklim ve bitki örtüsü verilerini kullanarak kestirimci bakım çıktıları üretebilen yerli ve milli bir sistemin kurulması amaçlanmıştır. Bu kapsamda mevcut varlık yönetimi, arıza yönetim sistemleri, araç takip sistemleri, malzeme yönetim sistemleri ve insan kaynakları yönetim sistemleri ile entegre ve harici veri kaynakları içinde yer alan bitki örtüsü (ağaç yaşı, tipi, vb.) bilgileri ile kestirimci bakım planı oluşturan bir yazılım hazırlanmıştır.
Enerji nakil hatları üzerinde meydana gelen buz yükünün ve izolatörlerin temizliği elektrik dağıtım sektörü çalışanları tarafından fiziksel uğraşlar ile gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda zorlu arazi şartlarındaki arıza ve bakım tespitleri ile yeni tesislerin saha etüdü çalışmaları yoğun çaba ve özveri ile yürütülmektedir. Özellikle elektrik hatlarının geçtiği ve araçlarla ulaşılması zor dağlık araziler, ormanlar, vadiler, akarsular ve göller bu işlerin yürütülmesini oldukça zorlaştırmaktadır. Tüm bu işlerin geleneksel yöntemlerle yürütülmesi esnasında iş kazası, uzun zaman harcanması, fazla maliyet ve uzun süreli enerji kesintileri gibi olumsuz durumların yaşanma olasılıklarını artırmaktadır.
Bu proje ile sahada sıklıkla karşılaşılan bu olumsuzluklara teknolojik bir çözüm olan ve fiilen personel müdahalesi gerektirmeksizin uzaktan multicopter aracılığıyla enerji nakil hatlarındaki arıza ve planlı bakım/onarım işlerinin tespit edilmesini ve buz yükünün temizlenmesini sağlayacak bir yöntem hayata geçirilerek, yoğun nemli ve tozlu ortamlarda izolatörlerin temizlenme ihtiyacı da karşılanabilmektedir.
Dağıtım Şirketleri Ar-Ge Proje yönetiminin daha verimli bir şekilde yapılabilmesi amacıyla tamamlanan “Dağıtım Şirketleri Ar-Ge Platformu Tasarım ve Geliştirme Projesi Faz-1” çıktıları doğrultusunda, tüm proje süreçlerinin, bütüncül olarak profesyonel elektronik bir platform üzerinde değerlendirilmesini, yönetilmesini sağlayan gerek EPDK gerekse dağıtım şirketleri tarafından sistematik takibi ve raporlamasının gerçekleştirileceği bir EPDK Ar-Ge Platformunun hayata geçirilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda dağıtım şirketlerinin başvuru, izleme ve raporlama işlemlerini yürütebilecekleri bir platform ve Ar-Ge portalın tanıtımının yapılacağı yönetilebilir ara yüze sahip bir web sitesi geliştirilmiştir.
Günümüzde mobil ve internet teknolojilerinin yaygınlaşması ile canlı ve yazılı kaynakların kullanımı artarken, whatsApp ve webchat gibi kanallar üzerinden taleplerini iletmeyi ve anında cevap almayı tercih eden müşteri/abone sayısı artmaktadır.
Aynı zamanda arıza durumlarında çağrı merkezinde yükselen çağrı adetlerine daha hızlı ve doğru cevap verilmesi ve etkin, standart bilgilendirmelerin yapılabilmesi için akıllı yanıtlama robotu oluşturulması ihtiyacı doğmuştur.
Bu kapsamda Dağıtım şirketine özgü senaryoların uygulanabildiği, CRM sistemine entegre WhatsApp, WebChat gibi çevrim içi, yazılı, anında iletişim kanallarından gelen çağrılara cevap veren akıllı , Türkçe ve milli bir akıllı yanıtlama robotu (ChatBot) yazılımı geliştirilmiştir.
Çağrı merkezleri için servis seviyesi ve cevaplama oranı en kritik EPDK kalite parametrelerinden biridir. Servis seviyesi ve cevaplama oranı özellikle enerji kesintileri yaşandığında olumsuz olarak etkilenmektedir. Bu olumsuz durumu yönetebilmek için bu periyodlarda mevcut insan kaynağını artırma ihtiyacı doğmaktadır. Bu nedenle Akıllı Yanıtlama Sistemi ile ilgili ihtiyacın karşılanmasında ek kaynak desteğinin sağlaması hedeflenmiştir.
Yüksek empedanslı arızalarda düşük arıza akımlarına maruz kalınmakta ve buna bağlı olarak koruma ekipmanları açma sinyali vermemektedir. Aşırı akım röleleri ve sigortalar ile yüksek empedanslı arızalar edememekte, can ve mal güvenliği için riskler oluşmaktadır. Arızaların gerçekleştiği anda tespit edilmesi ve önleyici bakım çalışması yapılarak arızanın giderilmesi büyük önem taşır. Geliştirilen cihaz ile yüksek empedanslı arızaların tespiti ve kaynağı bulunabilmektedir.
Proje kapsamında; donanım ve gömülü yazılım mimarisi, nötr-toprak gerilimi için ölçüm devresi, sahadaki akım bilgilerinin alınabilmesi için akım ölçme devresi ve TCP/IP protokolleri geliştirilmiştir.
Bu kapsamda geliştirilen cihaz ile yüksek empedanslı arızaların tespitinin yanı sıra, trafo tüketim değerlerinin ölçülebilmesi, OSOS veri aktarımı, tek haberleşme cihazı ile daha fazla veri elde edilmesi ve veri kaydetme özellikleri de kazandırılmıştır.
Anlık olarak alarm seviyesi ayarlanabilmekte, geçmişe yönelik tüm alarmlar görülebilmekte ve istenilen kullanıcılara otomatik mail atılması sağlanabilmektedir.
Ürünün yaygınlaşması ile düşük arıza akımı kaynaklı can ve mal güvenliği sorunları ortadan kalkacaktır.
Proje, enerji depolama sistemleri hakkında bilgi ve deneyim kazanmak, olası kullanım alanlarını belirlemek, standart, metot ve mevzuat önerilerinde bulunmak, pilot proje gerçekleştirip sonuçlarını değerlendirmek ve şebekeden bağımsız (off-grid) kurulumlar için gerekli altyapıyı belirlemek için gerçekleştirilmiştir.
Sistem 85 kWh kapasiteli lityum-iyon batarya, 50 kW AC çıkışlı Hibrit Inverter, 40kWp FV Paneller ve 20 kVA 3 faz dizel jeneratörden oluşmaktadır. Sistem güneş enerjisi üretimi ile talep karşılamakta ve talepten fazla üretim olduğunda bataryalar şarj etmektedir. Bataryalar dolu üretim talepten fazla ise üretim sınırlandırılmakta, az ise mevcut üretim ile talep karşılanmakta ve eksik olan miktar kadar batarya deşarj edilmektedir.
Üretimden ve bataryalardan talep karşılanamadığı zaman jeneratör devreye girmekte, yükler ve bataryalar jeneratörden beslenmektedir. Bataryalar belirlenen şarj yüzdesine ulaşılana kadar bu süreç devam etmektedir.
Sistem SCADA ile entegre olup, tüm bileşenler web arayüzü ve mobil uygulama ile izlenmekte ve kontrol edilebilmektedir.
Alçak gerilim güç kalitesi izleme sistemi, elektrik şebekesinin son kilometresindeki arz kalitesini gözlemlemek amacıyla kullanılacak, uçtan uca bir servis sunmaktadır.
Proje kapsamında geliştirilen tak-çalıştır akıllı ölçüm cihazları ve bulut tabanlı bilgi sistemi, özel bir haberleşme ağı ya da yazılım hazırlığı gerektirmeden alçak gerilim şebekesini izlemeyi mümkün kılmıştır. Uygun maliyetleri ve bahsedilen teknik üstünlükleri sistemi yaygın kullanıma elverişli hale getirmektedir.
Konvansiyonel yüklerin yerini güç elektroniği sistemlerine dayalı ve doğrusal olmayan yüklere (motor sürücüleri, AA/DA güç kaynakları vb.) bırakması, dağıtım sistemi operatörlerinin ve kullanıcıların yaşadıkları güç kalitesi problemlerinin artmasına neden olmuştur. Güç kalitesi problemleri, temel olarak, akım ve gerilimin genliği, frekansı ve dalga şeklinde gözlenen anomaliler olarak tanımlanabilir. Özellikle dağıtım sisteminde gözlenen en temel güç kalitesi problemleri olarak, gerilim tepe ve çukurları (sags and swells) ile akım ve gerilim harmonikleri ön plana çıkmaktadır.
Projenin amacı gerilim etken değer değişimi, gerilim dengesizliği, reaktif güç akışı ve gerilim harmonikleri gibi AG seviyesindeki temel enerji kalitesi problemlerini ilgili standart ve yönetmeliklerle belirlenen sınır değerlere çekilmesini sağlayan yerli ve ekonomik bir çözüm olarak bir enerji kalitesi düzenleyicisi sistem tasarımı ve geliştirilmesidir. Bu sayede AG seviyesindeki reaktif güç akışı ve harmonikler kaynaklı teknik kayıpların minimize edilmesi ve gerilim etken değerinin regüle edilmesi sağlanmıştır.
Kuş çarpmaları ve bundan kaynaklı kesintiler, elektrik dağıtım şebekelerinde yaygın olarak görülen ve tedarik sürekliliğini olumsuz etkileyen durumlardır. Özellikle Akdeniz EDAŞ şebekesinde son 1 yılda 495 adet kuş çarpılmasından kaynaklı kesinti meydana gelmiştir. Bu kesintilerin toplam süresi 528 saat olup, bu kesintilerden toplam 1.054.599 kullanıcı etkilenmiştir.
Proje ile elektrik dağıtım hatlarında kuş çarpılmalarından kaynaklı kesintilerin azaltılması ve önlenmesi, böylece tedarik sürekliliğinde, teknik ve ticari kalitede iyileşmenin sağlanması amaçlanmaktadır.
Hali hazırda bulunan sonik (duyulabilen) ve ultrasonik (duyulamayan) ses yayan kuş kovucu cihazlarda bulunan, elektrik dağıtım şebekesine uymayan özellikleri ortadan kaldıran, şebekeye uygun olarak geliştirilecek bir kuş kovucu sistem ortaya çıkarılmıştır. Projede endüktif besleme (tek faz iletkeni üzerindeki elektrik akımının yaydığı manyetik alandan enerji elde edilmesi) teknolojisi de kullanılmıştır.
Bu sistemle yatırım gereksiniminin minimuma düşürerek , tüm EDAŞ’larda kuş çarpılmalarının azaltılmasının en ekonomik ve şebekeye en uygun şekilde temin edilmesi sağlanmıştır.
Proje ile taklit edilemez ve iş emri olmaksızın açılamaz bir akıllı elektronik mühür sistemi geliştirilmiştir. Akıllı elektronik mühür sistemi (Smart Seal) sıradan plastik mühürlerin üzerine eklenerek söz konusu mühürlerin taklit edilmesini engellemekte, mühürlü alana yetkisiz müdahaleyi olanaksız hale getirmektedir. Proje ile dağıtım sektöründe, kaçak kullanımlarının önlenmesine yönelik, sayaç ve pano mühürlerinin caydırıcılıklarının artırılması amaçlanmıştır.
SAIDI/SAIFI değerlerindeki iyileştirme tüm EDAŞ’lar için çok önemlidir ve bu değerlerin arızaları öngörecek teknolojiler ve bununla ilgili kestirimci – önleyici bakım çalışmaları ile azalacağı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, oluşan arızaları hızla çözmekten çok, kesintileri ve potansiyel arızaları oluşmadan algılayabilmek, kesinti öncesi şebekenin olası arızalarla ilgili verdiği farklı sinyalleri yorumlayıp proaktif önlemler almak son derece hayati bir konudur.
TEİAŞ merkezlerinde EDAŞ’lara ait güç kalite kaydedici cihazlardaki verilerin ve sinyallerin anlamlandırılması ile bu sinyallerin koruma rölelerindeki COMTRADE formatındaki verilerle oluşturduğu korelasyonların yapay zeka temelinde geliştirilmesi ve mevcut DMS/OMS/SCADA/INAVITAS/CBS sistemlerinden maksimum faydalanmak bu ürünün karşıladığı temel ihtiyaç sebebidir.
Ürün, 5 temel parametre ve 15 destek parametresi ile elektriksel sistemi etkileyen toplamda 20 adet değişkeni kullanarak şebekedeki riskli bölgeleri, fider ve dağıtım trafo merkezi çözünürlüğünde gösteren risk haritasını oluşturan yapay zekâ tabanlı proaktif arıza tahmini yazılımıdır.
Projenin önümüzdeki yıl hayata geçmesi planlanmaktadır.
Sayaç laboratuvarında kullanılmak üzere Sanayi ve TeknolojiBakanlığının onay vereceği şekilde 3516 Sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu direktiflerine uygun, kişi inisiyatifinden uzak, mümkün olduğunca otomatik olarak; şikayetli sayaçları, olabildiğince hızlı raporlayıp ilgili birimlerin kullanımına sunmak temel bir ihtiyaç olmuştur.
Sayaç ayar masası üretilmiş ve kalibrasyonları, Zera marka etalonlar ile BEDAŞ ve AYEDAŞ laboratuvarında bağımsız ve akredite Simkal Firması tarafından ölçümlenmiş ve tüm kademelerde hedeflenenden daha hassas olarak %0,15 hassasiyette olduğu belgelenmiştir. Sayaç ayar masaları bu kalibrasyon belgelerinin incelenmesinden sonra İstanbul Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından onaylanarak kullanıma sunulacaktır. Kullanıma giren sayaç ayar masaları ile haftalık 500 adet olan raporlama kapasitesi haftalık 2.500 adet seviyelerine yükselmiştir. Proje Ankara’da Sanayi ve Teknoloji bakanlığında hayli ilgi görmüş ve bakanlık TSE’ye TSE kriteri oluşturması talimatını vermiştir.
Dağıtım şebekesinde bulunan ITM, DM, DTM’lerde kullanılan kurşun asitli aküleri besleyen gerilim seviyelerini ayarlayan redresörler mevcuttur. Bu ilgili redresörler şebekede tedarik sürekliliğini sağlamada önemli rol oynayan kesici açma bobini, kesici kapama bobini, kesici motoru, röle, enerji analizörü ve SCADA kotrol panosundaki ekipmanları beslemektedirler.
Demeraj akımları yüksek olan ekipmanlar aküden ani durumlarda yüksek güç çekerek akünün şarj ömrünü hızlı tüketmektedir. Bu durumlarda sürekli besleme gerektiren röle ve SCADA kontrol panosu ekipmanlarını beslemede akünün gücü yetersiz kalmaktadır ve arıza temizlenmesi gereken merkeze göre kaynağa yakın bir noktada temizlenmekte etkilenen kullanıcı sayısı artmaktadır. Ayrıca, merkezde SCADA’nın çalışmaması durumunda kesintiye müdahale süresi artmakta kesinti süresi uzamaktadır.
Lityum – iyon akülerle beslenen ve şebekedeki ihtiyaca göre tasarlanan redresör grubumuz; gerekli saha testleri için devreye alınmıştır ve hala kullanılmaya devam etmektedir.
Yaptığımız fizibilite çalışmasında 5 yıl sonunda arıza ve bakım maliyetleri dahil durumda lityum – iyon akü ve redresör grubunun BAR-24 ile aynı maliyete denk geldiği görülmüştür.
Sahada kurulu olan elektriksel envanterin; coğrafya özellikleri, abone sayısı ve eski yıllardaki işletme kalitesiyle bağlantılı olarak, doğruluğu dünyanın hiçbir yerinde %100 olmamaktadır. CBS’deki yanlış ekipman eşleşim oranı özellikle Alçak Gerilim kısımlarında fazlaca olabilmektedir.
Sayaçlara ek maliyet getirmeden optik porttan aylık okumalarda sayacın (müşterinin) bağlı olduğu trafo, depar ve faz bilgisinin tespit edilmesi için bir donanım ve yazılım geliştirilmesine ihtiyaç olmuştur.
Depar Tespit Cihazı sayesinde, optik porttan aylık okumalarda müşterilerin bağlı olduğu sayacın hangi EDAŞ No, Trafo Merkez No, Trafo No, Depar No, Faz No, Kol’dan beslendiği kolaylıkla operasyon yükü getirilmeden tespit edilmektedir.
AG şebekede her trafo merkezinin AG fiderlerine güç kalite cihazı entegre etmek pahalı bir çözüm olmaktadır. Fakat şebekede, özellikle gevşek bağlantı, dengesiz yükler, nötr iletkeninin aşırı yüklenmesi, yüksek düzeyde harmonik kaynaklarının olması gibi durumlarda sık arıza gelen merkezler olabilmektedir. Bu noktada temel ihtiyaç; uygun maliyetli ve mobil bir ölçme, koruma ve izleme sistemi tasarlanarak hem analizör hem sayaç olarak görev yapacak, haberleşme altyapısına sahip, tek cihazla 12 adet AG çıkış fiderine kadar ölçüm yapabilecek, yerli bir ürünün tasarlanması ve üretilmesi olmuştur.
Ürünümüz, birçok dağıtım şebekesinde kullanılan Schneider ION-7650 Güç Kalite Cihazına göre ortalama;
frekansı 10 mHz, (IEC 61000-4-30 Sınıf S’e göre hata toleransı ±50 mHz)
gerilimi %0.1, (IEC 61000-4-30 Sınıf S’e göre hata toleransı %0.5)
akımı %0.3, (IEC 61000-4-30 Sınıf S’e göre hata toleransı %2)
3-faz toplam gücü %0.5
güç faktörünü %1
gerilim THD’ni %0.5
akım THD’ni %1
hata toleransı içerisinde ölçebilmektedir.
Elektrik Dağıtım Şebekelerinde Teknik Kayıp Ve Teknik Olmayan Kayıpların Hesaplanması Ve Ayrıştırılması Yöntem Projesi ve LED Aydınlatma Sistemlerinin DC Enerjilendirilmesi ve Uzaktan Gerilim Seviyesi Kontrolü Yapılarak Aydınlık Düzeyi Ayarlanması Projesinin birleştirilmesi ile IoT temelli akıllı aydınlatma sistemi mimarisi kurulması hedeflenmiştir. Bu proje nihayetlendirildiğinde bu teknolojilerle yapılan en gelişmiş akıllı sokak aydınlatma projelerinden biri olacaktır ve aydınlatma yönetiminde ülkemize yüksek katma değer sağlayacaktır.
Türkiye’deki elektrik dağıtım şirketleri için dijitalleşme seviyelerinin belirlenmesi, iki konuda farkındalık yaratacaktır. İlk olarak, belirlenen stratejilerin önceliklendirdiği alanlar ve bu alanlardaki iş süreçlerinin dönüşümü açısından doğru yolda olup olunmadığı bu çalışmalar ile ortaya koyulabilecektir. Gidilen yönün ve izlenen yolların yanlışlığının erken fark edilmesi, bu yanlışların giderilmesi ve zararın minimumda tutulmasını sağlayacaktır. İkinci olarak, bu çalışmalar neticesinde dağıtım şirketleri insan kaynağı, kültürel dönüşüm vb. başlıklarda kendi seviyeleri ile diğer şirketlere göre nerede olduklarını görebilecek ve buna göre hangi başlıklarda ne kadar bir iyileşmeye ve yatırıma ihtiyaçları olduklarını belirleyebileceklerdir. Yukarıda özetlenen bilgiler ışığında projenin amacı, ilk olarak ülkemizdeki dağıtım şirketlerinin dijitalleşme seviyelerinin belirlenebilmesi için izlenecek yöntemlerin çıkarılması, kullanılacak araçların belirlenmesi ve bunlar üzerinden gerçekleştirilecek saha çalışmaları ile elde edilecek sonuçların değerlendirilmesi olacaktır. Bu değerlendirmede neticesinde elektrik dağıtım şirketlerinin eksik olan yönleri belirlenerek bu alanlarda ne gibi düzeltici faaliyetler yapılması gerektiği kararlaştırılacaktır.
Dağıtım şirketleri, maliyet, taşıdığı enerji ve sayıca daha az olmaları sebepleriyle OG seviyesini sürekli izlemeye çalışmaktadır. Ancak tüketicilerin çoğu AG seviyesinden enerji almakta ve yeni enerji taleplerinin birçoğu da AG seviyesinden gelmektedir. Bunun için bu seviyedeki enerji kalitesi daha yakından takip edilmelidir. Bu platform CBS, OSOS ve manuel okunan tüketicilerin verilerini sürekli kullanarak şebekede yaşanan enerji kalitesi sorunları, faz dengesizliği, gerilim düşümü, trafo ve saha dağıtım kutusu kollarının doluluk oranları ve teknik kayıpların doğru bir şekilde ortaya konulmasını sağlayacak, aynı zamanda bağlantı görüşü gibi süreçlerde talep eden kullanıcının şebekeye bağlanması durumunda şebekede ne gibi sıkıntılar doğurabileceğini ve yatırım ihtiyaçlarını da gösteren bir analiz aracı olarak karşımıza çıkacaktır.
Enerji talebindeki artışla birlikte, tüketicilere enerji verimliliğine yönelik farkındalık oluşturma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Tüketim bilinci ve farkındalık ile enerji verimliliğinin artırılması hedeflenmiştir. Çünkü enerji talebini sadece enerji üretimi yaparak karşılamaktansa enerjiyi verimli kullanarak büyük bir kazanç elde edebiliriz. Tüketicilerin kullanım alışkanlıkları cihazlarının kullandığı enerji miktarı , cihazlarının faturadaki payı ve cihazlarının verimliliği hakkında onlara bilgi vererek tüketicilerin verimsiz cihazlarını değiştirmesi , boşa harcadıkları enerjiden tasarruf etmelerini sağlayacaktır. Daha öncedeki aylardaki kullanımlarıyla kıyaslama , kurtardığı ağaç sayısı , azalttığı karbon salınımı gibi mesajlarla enerji verimliliği motivasyonu artırmayı ve tasarrufu sağlayan bir projedir.
Bu proje öncesinde sektöre özel bir İSG yazılımı bulunmaması en önemli ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Projenin amacı, elektrik dağıtım sektöründe iş güvenliği yönetim süreçlerinin etkinliğini ve verimliliğini artırmaktır. Tüm İSG süreçlerini kapsayacak olan yazılım sayesinde işlemlerin daha hızlı ve hatasız gerçekleşmesi sağlanacak, toplanan verilerin anlık ya da kısa/orta vadeli analizleri ile operasyonel riskler daha doğru tespit edilerek daha etkili önlemler alınması sağlanacaktır. Geliştirilen yazılım; KKD hizmet ekranı, ramak kala modülü, binek araçlar ve iş makineleri modülü gibi çeşitli modüllerle sektör dinamiklerini karşılamaktadır.
Endeks okuma maliyetlerinin düşürülmesi, sayaç okuma operasyonlarının veriminin artırılması, OSOS operasyonlarının GSM maliyetlerine alternatif düşük maliyetli haberleşme teknolojilerinin oluşturulması, enerji kesintilerinin en kısa sürede tespiti, tüketimlerin uzaktan izlenerek talep tahmin işlemlerinde kullanılması amaçlanarak;
Dağıtım bölgesi içerisinde yer alan dijital elektrik sayaçlarının üzerine monte edilen ekipman ile long-range* (IETF 6TiSCH-Zaman Aralıklı Kanal Atlamalı MAC üzerinden IPv6 Yönlendirme) teknolojisi yardımıyla uzaktan tüketim bilgilerinin okunması ve kesinti durumlarının anlık olarak tespiti yapılmıştır.
Haberleşme frekansının kırılgan olmasına rağmen tekrarlayıcılar ile iletişimin kesintisiz sağlandığı sayaç okumalarının başarılı olarak yapıldığı görülmüş proje başarılı olarak sonuçlandırılmıştır. Ayrıca haberleşme teknolojisi MASS projesi kapsamında geliştirilmeye devam etmektedir.
*Düşük güçlü cihazların, uzun menzilli kablosuz bağlantılar üzerinden İnternete bağlı uygulamalarla iletişimini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.
Dağıtım bölgesi içerisinde son kullanıcıya 230 V gerilim seviyesini ulaştıran en önemli cihazlar transformatörlerdir. Transformatörler; imalat, taşıma, tesis ve dış etkilerden kaynaklı içsel hasarlara sahip olabilirler. Bu hasarlar başlangıçta transformatörlerin çalışmasını etkilemese de zaman içerisinde arıza gelişerek transformatörlerin arızalanmasına neden olmaktadır. Transformatörlerin bakımları esnasında SFRA (Tarama Frekansı Cevap Analizi) cihazı kullanılarak transformatörün bir nevi röntgeni çekilmekte. Transformatörün bağlantı noktalarında uygulanan frekansa verilen cevaba bağlı olarak transformatörün iç yapısında meydana gelen hasarlar görülebilmekte ve sağlık durumu takip edilebilmektedir. KCETAŞ görev bölgesinde özellikle yüksek güçlü transformatörlerin sağlık durumları izlenmektedir. Bu proje çıktısı olarak transformatörlerin SFRA tekniği ile sağlık durumlarını değerlendirebilecek test prosedürü hazırlanmıştır.
Elektrik enerjisi göz ile görülememektedir. Dağıtım şebekesinde yer alan izolatör, sigorta, çıplak metal aksamda meydana gelen arızaların tespitinde; akım yolu ile oluşan olumsuz etkiler termal kamera ile gerilim yolu ile oluşan olumsuz etkiler Ultra Viole kamera ile tespit edilebilmektedir. Hava 30 kV/cm’den sonra iyonize olmaktadır. Şebekede bu gerilimin üzerinde bir olumsuzluk meydana gelir ise gözün görme sınırı dışında korona şeklinde bir ışıma meydana gelmekte ve bu olayın tekrar sayısı dakika da 100’ü geçmesi durumunda şebekeyi açtırmayan arızalar olsa dahi bu noktada arızanın gelişeceği öngörülmektedir. Korona deşarjı sivri şebeke parçalarında ve bozuk yalıtkanlarda kendisini göstermektedir. Kamera gerçek görüntü ile UV görüntüyü üst üste çakıştırarak 100 m mesafeden arızalı noktanın tespit edilmesine imkan vermektedir. Gerilim seviyesi ne kadar yüksek olursa arızalı noktanın tespiti o kadar kolay olmaktadır.
Bu projenin başlangıcı, Aladağlar’da yaşanan yurt yangını ve çevremizde yaşanan elektriksel kazalardan kaynaklı can ve mal kayıplarının olması olmuştur. Proje ana iş kalemleri; Erciyes Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Osman ÖZSOY tarafından önerilen 10 mikro saniye de açma yapan kaçak akım koruma rölesi tasarım ve üretimi, insanların yoğun olarak yaşadığı alanlarda tesisat kontrolünün yapılmasıdır. Prof. Dr. Osman ÖZSOY tarafından geliştirilen röle elektronik tabanlı olması nedeni ile TSE standartlarını karşılayamamış olup cihaz üretimi gerçekleştirilememiştir. Projenin diğer aşamasında görev bölgemiz içerisinde 503 binada yapılan kontrollerde 10.950 uygunsuzluk görülmüş ve sorumlu elektrikçiler uyarılarak tesisatta görülen uygunsuzluklar bildirilmiştir. Sosyal sorumluluk anlamında görev bölgemizde ölümlü kazaların önüne geçmede örnek bir uygulama olmuştur.
Bu proje kapsamında; dağıtım şebekesinin bir parçası olan genel aydınlatma tesislerinde can ve mal kaybını azaltmak amacıyla koruma sisteminin önemli bir parçası olan topraklama sisteminde 35 mm2 bakır iletken kullanımı yerine Elektrik Tesisleri Topraklamalar Yönetmeliğinde belirtilen diğer iletken ve sistemlerin denemesi yapılmıştır. KCETAŞ Ambar servisinde tesis edilen aydınlatma sahasında TT (bakır), TT (galvaniz şerit), TN-C, TN-S (galvaniz çelik halat) uygulaması yapılmış olup bakır ve galvanizin hemen hemen aynı performansı gösterdiği görülmüştür. Sistem güvenliğini artırma adına 300 mA artık akım koruma rölesinin kullanılması da sağlanmıştır. Projenin yaygınlaştırma sonrası 2019 birim fiyatlarına göre ülkemize kazanımı yaklaşık 500 milyon TL, güncel rakamlar ile 927 milyon TL olduğu hesaplanmıştır.
Şebekemiz incelendiğinde özellikle şehir merkezlerinde çoğunlukla yeraltı kablolarından oluştuğu, bu kablolarında büyük bir kısmının tek damarlı kablo olarak tesis edildiği gözlemlenmiştir. Proje kapsamında, parametreleri yapılan analizlere göre belirlenen ve tasarlanan inovatif bir ekipmanın (hava boşluklu parafudr ile paralel bağlanmış direnç) kullanılmasıyla orta gerilim kablo şebekesinde metalik kılıf birleştirme türü modifiye edilmiştir. Bunun sonucunda kılıflardan kaynaklanan kayıpların ve metalik kılıflarda oluşabilecek aşırı gerilim kaynaklı arızaların birlikte düşürülmesi hedeflenmiştir. İlgili kabloların teknik kayıplarının ve gerilim düşümlerinin azaltılması ile beraber, kablo sıcaklıkları da azalacağı için akım taşıma kapasitelerinin yükseltilmesi de amaçlanmıştır.
Hava boşluklu parafudr ve direnç ile beraber bir kontaktör daha kullanılmıştır. Kontaktörün kullanımına yapılan testler ve simülasyonlar ışığında karar verilmiş olup, kullanımı ile olası bir metalik kılıf süreksizliğinde geliştirilen ekipmanın ve kablonun zarar görmeden çalışmaya devam edebilmesi amaçlanmıştır.
Saha ekipleri için geliştirilmiş güvenlik gereksinimlerine ek olarak, sistem güvenilirliğini ve operasyonel verimliliği artırmak için hatalı transformatörlerin varlığını belirlemek için daha hızlı ve daha ucuz yöntemlerin de bir gereksinim olduğu göz ardı edilemez bir gerçektir. Bu nedenle bu projede bu gereksinimi ortadan kaldıracak bir trafo iç arıza detektörünün Türkiye koşulları göz önüne alınarak geliştirilmesi sağlanmıştır.
Geliştirilen iç arıza detektörünün temelde 2 farklı ve ayrı fonksiyonel özelliği bulunmaktadır. Birincisi, endüstrideki standartlara uygun ve aynı şekilde çalışan bir statik basınç tahliye cihazı (PRD) içermesidir. Temel amacı trafo üzerinde ekstra bir deliğin açılmasının önüne geçmek ve basınç tahliye vanası yerine trafo iç arıza detektörünün kurulumunun kolay yapılmasını sağlamaktır.
İkincisi ise cihazın temel yapılım amacı olan algılama sensörüdür. Bu sensör bir trafonun dahili olarak arıza yapması durumunda harekete geçen mekanik bir algılamaya sahiptir. Sensör, yalnızca havadaki yağın üzerindeki hızlı basıncın yükselmesine hassas olan özel bir membrandan oluşmaktadır. Hızlı basınç artışı sadece trafo da iç arıza olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Kırsal havai hat şebekelerinde, coğrafik ve mevsimsel zorlukların da beraberinde, arıza yerinin en kısa sürede bulunması ciddi bir problem olmaktadır. Konvansiyonel olarak, uygulanan en belirgin yöntem, arızadan etkilenen bölgenin beslendiği fiderlerden başlayarak gözle kontrol yaparak veya tekrarlı kapamalar ile izole edilecek yerin tespiti şeklinde arıza yerinin bulunmasıdır.
Teknolojik gelişmeler ile havai hatlardaki arızaların tespiti için Havai Hat “Arıza Gösterge Cihazları” (AGC) kullanılmaya başlanmıştır. Haberleşmeli ve haberleşmesiz olmak üzere sınıflandırılan AGC’ler ile yakından veya uzaktan takip edilerek üzerinden arıza akımı geçen cihazların tespit edilmesi, böylece arızanın olduğu fiderin/branşmanın bulunması mümkün olmaktadır.
Geliştirilen sistem sayesinde havai hat arıza bakım ve onarımları daha verimli bir şekilde gerçekleştirecek ve bu alanda mevcut kayıpların en aza indirilmesi sağlanmış olacaktır. Bu sayede, dağıtım şirketi tedarik sürekliliğini en aza indirecek ve müşteri memnuniyetini artıracak diğer önleyici hizmet ve sistemlere yatırım yapma imkanı bularak rekabet açısından avantajlı konuma geçebilecektir.
Dağıtım şirketleri yatırım faaliyetlerinin; planlama, proje keşfi, projelendirme, kontrolörlük ve kabul işlemlerinde yüksek karmaşıklık içeren saha faaliyetleri gerçekleştirilmekte, bu faaliyetlerin büyük bir oranı saha ekipleri tarafından manuel olarak yürütülmektedir. İşlemlerin manuel olarak yürütülmesi, saha çizimlerinin sisteme girilmesinin gecikmesi, proje kontrolü ve hak edişlerin uzaması, projelendirme aşamasında zorluk ve problemlerin yaşanması gibi birçok olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Bu kapsamda, projemiz ile AKEDAŞ için sahada gerçekleştirilen yatırım saha süreçlerinde kullanılmak üzere bir mobil cihaz yazılımı gerçekleştirilmiştir. AKEDAŞ bünyesinde gerçekleştirilen yatırım süreçleri incelenerek, mobil cihazda karşılanabilecek süreçlerin çıkarılması, mobil cihaz yazılımının fonksiyonel ve entegrasyon gereksinimlerinin belirlenmesi işlemleri gerçekleştirilmiştir. Sonrasında belirlenen gereksinimlere göre mobil cihaz yazılımı kavramsalı hazırlanmış, hazırlanan kavramsala göre yazılım gerçekleştirilmiştir. Projenin son aşamasında ise yazılımın birim entegrasyon ve canlıya geçiş testleri gerçekleştirildikten sonra AKEDAŞ bünyesinde yazılım kullanılmaya başlanılmıştır.
Farklı sektörlerde kullanılan ya da genel amaçlarla kullanılan e-ihale yazılımları bulunsa da elektrik dağıtım şirketlerinin kendi prosedürlerini belirlemelerinden dolayı ve kamu ihale mevzuatına tabi olmamalarına rağmen bir kamu kuruluşu olan EPDK tarafından denetlenmeleri, elektrik dağıtım şirketlerinin kendi e-ihale yazılımlarını hazırlamaları durumunda daha fazla fayda elde edilebilmesi durumunu ortaya çıkarmıştır.
Bu kapsamda, yapılan proje ile AKEDAŞ için ihale prosedürlerinin yansıtıldığı, düzenleyici kurum tarafından denetlemelerin daha kolay ve şeffaf bir biçimde yapılabileceği ve ihalelerin elektronik ortamda yapılmasını sağlayacak bir e-ihale yazılımı gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle, ilk önce yurtdışındaki e-ihale yazılımları incelenmiş, sonrasında AKEDAŞ’ın belirlediği ihale prosedürleri analiz edilmiş, daha sonrasında ihale genel mevzuatları incelenerek hazırlanması düşünülen yazılımın kavramsal tasarımı gerçekleştirilmiştir. Son olarak, kavramsal tasarımı yapılan yazılımın algoritmaları hazırlanmış, test edilmiş ve mevzuatta belirtilen şartları sağlayıp sağlamadığı denetlenmiştir.
Normalde trafo merkezlerinde X5 bir sayaç ve akım ölçümü için harici 3 adet akım trafosu kullanılmaktadır. Mevcut yapıda bara sistemine sayaç monte etmek zorlayıcı olmaktadır. Bu sayaç ile harici akım trafolarını kullanmaya gerek kalmayacaktır. Özetle, Trafo Merkezinde bulunan bara sistemine kolayca monte edilebilen, 1000A’e kadar olan akımları yüksek hassasiyetle okuyabilen ve uzaktan RS485 ile haberleşebilen sayaç tasarımı yapılacaktır.
Yağlı transformatörlerde izolasyon sıvısı olarak transformatör yağının kullanılmasının iki önemli amacı vardır. Birinci amaç aktif kısımlar ile diğer parçalar arasındaki izolasyonu sağlamak ve diğeri ise transformatörün daha efektif bir şekilde soğumasını tesis etmektir. Ancak, zaman içerisinde transformatörün çalışma, ortam vb. şartlarının değişimi ile transformatör yağı yukarıda bahsedilen görevlerini tam anlamıyla yerine getirememektedir. Dolayısı ile transformatör yağının yalıtım özelliklerinin bozulmasına delinme ve bu değerin oluştuğu gerilim seviyesine de delinme gerilimi denilmektedir. Bir transformatör delinme geriliminin üzerinde bir gerilim tatbik edildiğinde; trafo içerisinde delinme olayına bağlı olarak faz-toprak, faz-faz veya üç faz arızaları meydana gelebilmektedir. Elektrik dağıtım firmalarına ait dağıtım transformatörlerinin izolasyon sıvılarının durumu ile ilgili sürekli bilgi veren herhangi bir arıza bakım – onarım sistemi mevcut değildir. Trafoları izleyen bir bakım yönetim platformu bulunmadığından hâlihazırda arıza onarım bakım çalışmaları dönemsel rutin kontroller veya arızalanan/yanan trafoların değiştirilmesi şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Proje kapsamında trafo yağının delinme gerilimi (kV), nem oranı (ppm) ve sıcaklığı (°C) ile ilgili bilgilerin alınmasını sağlayan akıllı sensör tabanlı, uzaktan izleme imkanı sağlayan bir ölçüm sisteminin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, ilk kez dağıtım hattında çevrim içi (online) olarak trafo yağının delinme gerilim değeri ile ilgili bilgi veren ve uzaktan izleme imkanı sağlayan, düşük maliyetli akıllı yağ sensörleriyle birlikte uyumlu şekilde çalışan bir arıza yönetim sistemi alt yapısı oluşturulacaktır.
Bu projede, AG yeraltı kablolarında yapılan ve tespiti çok zor olan kaçak kullanımın tespitini için alçak gerilim kablolarında müdahale olmadığını belirleyen bir el terminali geliştirilecektir.
Sayaç müdahalesi, havai hatlara kanca atılması, panolardan çekilen harici hatlar vb. bilinen birçok yöntemle kaçak kullanım yapılabilmektedir. Bu tür kaçaklar, uzmanlaşmış kaçak ekipleri tarafından, nispeten daha kolay bir şekilde tespit edilebilmektedir. Ancak yeraltı kablo kaçakları, gözle görülemezler, ihbar olmadığı sürece tespit edilmeleri çok zordur ve bu kaçak bağlantı ancak profesyonel ekiplerce yapılabilmektedir. Bu sebeple, proje kapsamında enerjisiz ve yüksüz alçak gerilim kablolarında ek olup olmadığının tespitinde kullanılabilecek bir el terminali geliştirilecektir. Geliştirilen el terminali alçak gerilim kablo şebekesine darbe gerilimi uygulanabilecek kompakt ve saha şartlarına uygun bir yapıya sahip olacaktır. Proje kapsamında bir adet prototip üretimi gerçekleştirilecektir. Üretilen prototip ürün saha koşullarında etkinliği test edilecektir. Sahadan alınan veriler cihaz haberleşme birimi ile bir web arayüzüne işlenecektir. Arayüz üzerinde incelenen veriler ile kablo üzerinde ek olup olmadığı tespit edilmesi hedeflenmektedir.
Mevcut durumda elektrik sayaçlarının testleri sahada personel tarafından manuel yöntemlerle yapılmaktadır. Dağıtım şirketlerinin elinde bulunan etalon cihazlarla sayaç testleri yapabilmek için birçok kabloyla sayaçlardan akım ve gerilim bilgileri alınmakta, ayrıca pulse ledlerinin de yine kablolu bağlantılarla tespit edilmesi gerektiğinden etalon cihazlar kullanılmamaktadır. Sahada yapılan testler personel inisiyatifinde yapılmakta ve takibi de oldukça zor gerçekleştirilmektedir. Ayrıca binanın görünmeyen yerlerinden geçen harici hatlar tespit edilememekte ve karışık panolarda pano içindeki kaçaklarında tespitinde problemler yaşanmaktadır.
Proje; tüm bu sorunların önüne geçebilmek için, tüm bağlantıların kablosuz aparatlarla yapıldığı, bina girişiyle bina içindeki tüm sayaçların güç ölçümlerini karşılaştıracak, her bir sayaç üzerinden geçen akım ile sayacın kaydettiği endeks değerlerini karşılaştıracak, tüm sayaçlardan optik portlarla sayaç bilgilerini alarak analiz edecek ve hata tespiti yaparak sonuçları merkezi bir yazılıma göndererek takip ve arşivleme sağlayacak sistemin geliştirilmesini kapsamaktadır.
Elektrik dağıtım şebekelerinde çalışanlar; dikkatsizlik, kendine aşırı güven, ekipman hatası gibi nedenlerle; enerji kesintisinin yapıldığı bildirilen ancak enerjisi kesilmeyen havai hatlı şebekelerde, enerjisi kesilen ancak jeneratör ile ters beslemesi olan havai hatlı şebekelerde, enerjili hatta emniyet mesafesinin ihlal edilmesi durumunda ölümlü ve yaralanmalı iş kazaları yaşayabilmektedirler.
Proje kapsamında geliştirilen “Nitinol Malzemeli Akıllı Dedektör Yelek” sayesinde çalışanların mevcut iş güvenliği tedbirlerine ilave olarak enerjili hatlara temaslarını engellemeye yönelik ekstra bir tedbirle çalışanların sesli, görsel ve fiziksel olarak uyarılması sağlanmıştır. Akıllı Yelek, kontrol ünitesinde yer alan ve elektrik alanını algılayan anten ile enerji nakil hatlarında çalışan personellerin hatlara temas etmeden en az 2 metre önce uyarılması için uyarı ikaz sistemlerini devreye alarak olası kaza yaşanmadan hem çalışanı hem de ekip arkadaşlarını buzzerlar ile sesli, ledler ile görsel, toplamda 48 cm uzunluğunda bulunan nitinol telin sol omuz bölgesini yaklaşık 13 cm sıkarak fiziksel olarak uyarmaktadır.
Elektrik enerjisinin üretiminde dağıtım seviyesinden bağlanan dağıtık üretim tesislerinin sayısı ve dolayısıyla toplam üretim kapasitesi içerisindeki payı artmaktadır. 2016 yılı Şubat verilerine göre Türkiye’nin güneş ve rüzgar enerjisi kurulu güçleri sırasıyla yaklaşık 830 MW ve 5.750 MW mertebesindedir. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu 2015-2019 Stratejik Planı’na göre 2019 yılında bu kapasitelerin güneş enerjisi için 3.000 MW’a, rüzgar enerjisi için de 10.000 MW’a yükseltilmesi hedeflenmektedir.
Dağıtım ve iletim şebekelerinde güvenli işletme koşullarının sürdürülebilmesi için hızla artan dağıtık üretim tesislerinin izlenmesi ve operasyonel kontrol stratejilerinin oluşturulması gerekmektedir. İletim şebekelerinde, tedarik sürekliliğinin ve güvenli işletme koşullarının sağlanabilmesi için yan hizmetlerden faydalanılmaktadır. Dağıtım seviyesinden bağlı yenilenebilir temelli dağıtık üretim tesislerinin artmasıyla, dağıtım şebekelerinde yan hizmetlerden yararlanılması gündeme gelmektedir. Bu bağlamda elde edilebilecek katkılar aşağıda listelenmiştir:
-Şebekede yaşanan sıkışıklık (congestion) probleminin azaltılması
-Gerilim kontrolü (Aktif/Reaktif güç desteği)
-Yük dengeleme
Proje özet olarak, tarihi koruma altında bulunan sit alanları veya dar yerleşim bölgelerinde yeraltı kablo kurulumlarının daha kolay ve daha az çevresel etkisinin olmasını sağlayacak dikey veya diğer kablo kurulum düzenlerini incelemeyi kapsamaktadır. Kurulum düzeninin yanı sıra, kablonun performansına etki edebilecek birkaç farklı değişken de bu kurulum yöntemi araştırmalarına dahil edilerek simülasyon programı ile analiz edilecektir.
Analiz sonucunda eldi edilen sonuçların teyidi ve uygulama için dikey kablo diziliminde pilot uygulama gerçekleştirilecektir. Bu pilot uygulamadan uygulama esnasında işçilik, çalışma esnasında da termal ve akım ölçümleri alınarak sonuçları ölçülecektir. Ölçümler analizler ile karşılaştırılıp sonuç raporu hazırlanacaktır.
Elektrik dağıtım sistemi işletmesinde elektrik enerjisinin sürekliliği hem dağıtım şirketi hem de tüketiciler için önem arz etmektedir. Tesis ilk yapılırken işçilik kaynaklı hatalar, yıldırım, aşırı gerilimler, kirlilik, çatlak ve kırık olma durumu, nemli hava, kimyasal gaz ve tozlarla kaplanmış olması izolatör kaynaklı arızalara neden olmaktadır. Elektrik tesislerinde uzun süreli kesintilere yol açacak bu tehlikenin varlığı dikkate alınarak tesislerin yapımı ve işletilmesi gerçekleştirilirse hem milli ekonomimiz daha az zarar görür hem de kesintisiz ve kaliteli bir elektrik enerjisi kullanımına sunulmuş olur.
AG ve OG dağıtım şebekesinde genelde mesnet izolatör kullanılmaktadır. Bu projede geliştirilecek yöntemle, sıkı bağ yerine pimle sabitlenip tutundurmasını sağlayan aynı zamanda pimin gevşemesi halinde telin izolatörden düşmesini engelleyen mekanik sistem denenecektir. Bu sayede izolatör kaynaklı arızaların ve bu arızalar sonucunda ortaya çıkabilecek can ve mal kaybının önüne geçilecektir. Ayrıca kesinti sıklığının azaltılmasıyla beraber satılamayan enerjiden doğan zararlar azaltılacak ve müşteri memnuniyeti artırılacak ve operasyonel giderler azaltılacaktır.
Dağıtım sisteminde elektrik enerjisinin sürekliliğini engelleyen en önemli faktör geçici arızalardan kaynaklı kesintilerdir. Bu kesintiler göz önüne alındığında en sık karşılaşılan durum, kısa devre sonucu gerçekleşen arızalar olduğu bilinmektedir. Kısa devre arızaları, kendi içinde kalıcı ve geçici arızalar olarak farklılık gösterebilmektedir. Bu arızalarda koruma elemanları devreye girerek arızayı temizler ve kesintiye sebep olur.
Bu projede geliştirilecek ve üretilecek izolasyon malzemesiyle, kısa devre kaynaklı geçici arızaların sebep olduğu kesintilerin önüne geçilecektir. Üretilecek izolasyon malzemesi, iletkenlerde, izolatörde vb. yerlerde kullanılacaktır.
UV, ozon, sıcak (+45°C ) ve soğuk (-45°C) ortam şartlarında elektriksel, mekaniksel ve fiziksel özelliklerini koruyacak, ulusal ve uluslararası standartları karşılayacak şekilde tasarlanacak ve üretilecektir. Sıcak hava koşullarında damlama yapmayacak, olası dış kaynaklı yangınlarda yangını ilerletmeyecek, yangın oluşum riski taşımayacak, doğal ortamla uyumlu, karbon ayak izi düşük ve canlı türleriyle uyumlu bir polimer seçimi yapılacaktır ve üretimi gerçekleştirilecektir.
Dağıtım sisteminde elektrik enerjisinin sürekliliğini engelleyen en önemli faktör kısa devreler sonucunda oluşan açma operasyonlarıdır. Kısa devreler tipleri göz önüne alındığında en sık gerçekleşme oranı bulunan tip ise faz-toprak arızaları olduğu bilinmektedir. Faz-toprak arızalarının da %70-80’lik kısmının geçici arızalardan meydana geldiği literatürde belirtilmektedir. Faz-toprak arızalarının şiddetleri sistemin işletme topraklaması ile doğrudan alakalıdır.
Bu projede geliştirilecek yöntemle, “Sigorta Atlatma” prensibiyle çalışan ve mekanik bir kovan yapısı sayesinde geçici arızalar sonrası otomatik olarak “Sigorta” değiştiren alternatif bir koruma prensibi denenecektir.
Bu sayede geçici arızalar sonrasında meydana gelen uzun süreli arızaların süreleri azaltılacak, her arıza sonrası bakım ekiplerinin sigortalı adi ayırıcı değiştirmesine gerek kalmadan kovanda bulunan bir sonraki sigortalı adi ayırıcı otomatik olarak devreye alınacaktır. Böylece bakım kısmında da iş yükü ve maliyetler azaltılacaktır. Ayrıca kesinti sıklığının azaltılmasıyla beraber satılamayan enerjiden doğan zararlar azaltılacak ve müşteri memnuniyeti artırılacaktır.
Memnuniyet 4.0 projemizde, arıza kesintileri anında yetersiz kalan analog alt yapısının, dijital alt yapıya dönüşümü, 186 çağrı merkezini arayan tüketici ya da kullanıcıların sadece etkilendiği kesinti anonslarını dinlemesi, arıza kesintilerinde kesintinin başladığı anda etkilenen tüketicilere kısa mesaj ile bilgilendirme yapılması, planlı kesintilerde ise 48 saat öncesinden bilgilendirme yapılması sağlanmıştır. Bununla birlikte etkilenen kesinti listesinde bulunmayan kullanıcılar için geliştirilen ve ses tanıma, sesten yazıya çevirme gibi teknolojilerin kullanıldığı yapı sayesinde, kullanıcıların hangi mahalleden aradığı sesli yanıtlama sisteminde sorulup, alınan mahalle bilgisine göre etkilendiği bir kesinti mevcut ise ilgili anons okunabilmektedir.
Ulaşılabilirlik seviyesi kapsamında Türk Telekom alt yapısı ile, OEDAŞ alt yapısını entegre eden bir sesli yanıtlama sistemi geliştirilmiştir. Geliştirilen sesli yanıtlama sistemi sayesinde Türk Telekom alt yapısında oluşan veriler ile OEDAŞ alt yapısında gelişen veriler kısa aralıklarla tüm detayları içerecek şekilde birleştirilerek OEDAŞ veri tabanında zaman damgası ile saklanacak şekilde muhafaza edilmektedir. Bu sayede doğru raporlama mekanizması kurulmuştur.
Bu çerezler İnternet Sitesi özelliklerinin doğru şekilde çalışması için gereklidir.
Kullanıcıya gelişmiş ağ özelliği sağlayan fonksiyonel çerezler, kullanıcının yaptığı seçimleri hatırlar ve İnternet Sitesi'ni bu seçimlere uygun olarak daha işlevsel olarak kullanmanızı sağlar.
Bu çerezler İnternet Sitesi özelliklerinin doğru şekilde çalışması için gereklidir.
İnternet Sitesi'ni ziyaret eden kullanıcıları hesaplamak için web sitesi analiz hizmeti olarak kullanılan çerezlerdir. Bu çerezler, Web Sitesi'nin kullanımı ve performansı hakkında daha fazla bilgi edinmemize, istatistikler oluşturmamıza ve sitemizin çeşitli unsurlarını kullanmamıza izin vermektedir. Bu, dikkat çeken hizmetlerimizin belirlenmesini (en sık başvurulan sayfalar veya konular, en çok okunan makaleler, duyurular vb.) ve buna göre Web Sitesi'ni geliştirmemizi sağlar.
Bu çerezler İnternet Sitesi özelliklerinin doğru şekilde çalışması için gereklidir.
Çerez Politikamız hakkında daha fazla bilgi